Antalya’nın Demre ilçesinde, teknelerinde gözleme yapan gelin ile kayınvalide, deniz seyahatinde mola verenleri, berrak sulara sahip, tarihi kalıntıların ortasına gizlenmiş Hamidiye Koyu’nda karşılıyor.
Doğal hoşlukları ve tarihi geçmişiyle ilgi çeken Kekova bölgesi, Demre’nin Kaleüçağız Mahallesi ve Kaş ilçesinden kalkan cins tekneleri ile özel yatların rotasında yer alıyor.
“Mavi tura” çıkan yerli ve yabancı turistler için bölgenin en ilgi çeken noktalarından biri, tarihi kalıntıların ortasına gizlenmiş, deniz suyunun berraklığıyla beğenilen Hamidiye Koyu oluyor.
Koy, ismini 1913’te Balkan Savaşları sırasında Rauf Orbay komutasındaki Hamidiye Zırhlısı’nın buraya demirlemesinden alıyor. Birebir vakitte koyda Hamidiye Zırhlısı’nda vazifeli askerler tarafından kayalara işlendiği bilinen iki Türk bayrağı resmi de bulunuyor.
Tarihi kalıntıların masmavi suyla buluştuğu bu tabiat mükemmeli koyda mola verenleri, teknelerinde gözleme yapan 58 yaşındaki Fatma Mazılı ile gelini Meryem karşılıyor.
Sabahın birinci ışıklarıyla konutlarından çıkan Fatma Mazılı ve gelini, 200 metre yürüyerek ekmek teknelerinin demirli olduğu Hamidiye Koyu’na ulaşıyor. Teknede paklık yaparak işe başlayan gelin ve kayınvalide, koya yanaşan teknelerden aldıkları siparişleri itinayla hazırlıyor. Küçük servis kayığıyla tarih ve tabiatın bütünleştiği sularda kürek çeken Mazılı, siparişleri müşterilerine ulaştırıyor.
“Gelenler, ‘Cennet üzere yerde yaşıyorsunuz’ diyor”
Kayınvalide Fatma Mazılı, AA muhabirine, uzun yıllar tıp teknelerinde sürdürdüğü aşçılık mesleğine orta verdikten sonra eski müşterilerinin de telkiniyle kendi işini yapmaya karar verdiğini söyledi.
Kaleüçağız Mahallesi’ne 38 yıl evvel gelin geldiğini anlatan Mazılı, bir müddet eşiyle balıkçılık yaptığını, bu sayede denizciliğin kurallarını öğrendiğini tabir etti.
Kendi teknelerinde gözleme yapma fikrine gelininin de sıcak bakmasıyla ağır temponun başladığını lisana getiren Mazılı, “Burada vaktimiz çok hoş geçiyor. Yeni yeni beşerlerle tanışıyoruz. Gelenler, ‘Cennet üzere yerde yaşıyorsunuz, çok şanslısınız.’ diyor. Hakikaten de şanslıyız. Hoş bir tabiat, tertemiz, mis üzere bir yer.” diye konuştu.
Geliniyle akşamdan gereçleri hazırladıklarını belirten Mazılı, sabah 07.00’de teknelerini açıp gözleme hazırlıklarına başladıklarını lisana getirdi.
Saat 19.00’da da tekneyi temizleyip konuta döndüklerini anlatan Mazılı, “Müşteriler, teknelerinden sipariş verdiğinde küçük servis teknemle gözlemeleri götürüyorum. Tabiattan topladığım kekik, ada çayı ile deniz kabuklarından yaptığım bileklikleri de çok beğeniyorlar. Telefonla da sipariş alıyorum. Yiyenler, tanıdıklarına tavsiye ediyor. Onlar da gelip sipariş veriyor.” sözlerini kullandı.
Mazılı, torununun da her gün teknede kendileriyle vakit geçirdiğini belirterek, “Gelinimin daima takviyesi var. İşin en ağırı onda. Gelinimi çok seviyorum. Allah razı olsun.” dedi.
Kekova’da araçla ulaşılabilen tek koy
Gelin Meryem Mazılı da 11 yıl evvel yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki köyden gelin geldiğini söyledi.
“Eşim kaptan. Ben de yanında aşçılık yapıyordum. Kızımız oldu, işi bıraktım. Bebekle çalışmak çok zordu. Kızım artık 5 yaşında. Annem ‘Ecemsu da artık büyüdü, bu işi yapalım mı?’ dedi. Hem işimiz konutumuza yakın hem de aşçılık sevdiğimiz bir meslek. ‘Haydi deneyelim.’ dedik, bu yıl hoş bir dönem geçirdik. Hem koyumuzu tanıtıyoruz hem de hoş beşerlerle tanışıyoruz. Konuttan çıkıp 200 metre yürüyoruz ve Hamidiye Koyu’ndayız. Annemle hoş gidiyor, birbirimizi destekliyoruz. Ne o bensiz ne de ben onsuz yapabiliriz.”
Meryem Mazılı, tarih ve tabiatın iç içe olduğu yerde yaşadıklarını belirterek, elinden geldiğince konuklara koyun tarihine ve tabiatına ait bilgi vermeye çalıştığını söyledi.
Hamidiye Koyu’nun çok bilinmediğine dikkati çeken Mazılı, “Yeni yeni keşfediliyor. Tarihini, tabiatını ve suyunu yeni yeni tanıyorlar. Buraya gelen gitmek istemiyor. Tekneyle gelen beşerler, buraya kara yoluyla ulaşımın olmadığını sanıyor lakin Kekova’da otomobille gelip denize girebileceğiniz tek koy burası.” diye konuştu.
About The Author
